Günümüzde uzay ve roketler dendiğinde aklımıza ilk gelen şirketler NASA ve SpaceX şirketleri. Bu iki şirket arasında birçok fark bulunmakta. En temelinde NASA, Amerika Birleşik Devletleri’ne ait bir şirketken SpaceX bir özel şirkettir.
Bu şirketlerin görevleri ve amaçları da bu doğrultuda farklılık göstermektedir.
NASA neden yeniden kullanılabilir roketler üretmiyor sorusuna gelecek olursak aslında NASA bir roket üretim veya roket dizayn etme merkezi değildir. Ne zaman ki NASA’nın istediği özelliklere sahip roketleri üretecek şirket çıkmaz o zaman NASA bu işi mecburen kendisi üstlenir. Peki NASA üretmek zorunda kaldığı roketleri neden yeniden kullanılabilir şekilde tasarlamıyor?
Yeniden kullanılabilir roketlerin tasarlanma amaçları çok fazla fırlatma ile roketlerin maliyetlerini azaltmaktır. Fakat NASA şu zamana kadarki görevlerinde sık fırlatılacak bir rokete ihtiyaç duymadı.
NASA’nın Görevleri
Apollo Görevleri
Apollo projesine bakacak olursak bu görevlerde 10’larla ifade edilecek kadar fırlatış yapılmıştır. Bu sebeple projeye ayrılan parayı Satürn V roketini (Apollo araçlarının fırlatıldığı roket) yeniden kullanılabilir yapmak için harcamak mantıklı olmayacaktır.
Yeniden kullanılabilir roketleriyle öne çıkan SpaceX firması ise bu roketleri, firmanın amaçları doğrultusunda kullanarak başarıyı elde etti. Neden SpaceX gibi diğer firmalar da bu roketlerden geliştirmiyor gibi bir soru gelebilir aklınıza. Bu noktada işin içine farklı faktörler giriyor. Örneğin bunlardan birisi yeniden kullanılabilir roketlerin yüksek mühendislik gerektiren teknolojileri. SpaceX şirketinin bu roketler üzerine çalışması üzerinden 14 yıl geçtiğinde ilk kez başarılı bir iniş gerçekleştirmiştir. Yani henüz bu teknolojiler üzerinde çalışan fakat işin çok başında olan firmalar olabilir. Bunların yanında SpaceX kadar bilinmese de Blue Origin gibi şirketler de bu konu üzerinde başarılı çalışmalarını sürdürüyor.
Bir diğer önemli konu da talep konusu. Örneğin bir firma yeniden kullanılabilir bir roket inşa edip bunu başarılı bir şekilde indirebilir fakat bu roketlerin düzenli şekilde fırlatmasını sağlayacak anlaşma yapılmadığı taktirde, bu durum şirketin yaptığı yatırımların boşa gitmesi demektir. SpaceX, NASA’nın istediği boşluğu güzel bir şekilde doldurdu ve aslında SpaceX’in bu kadar başarılı olması ve başarısını sürdürebilmesinin temel sebebi de NASA ile olan milyar dolarlık anlaşmalardır.
Space Shuttle Görevleri
Space Shuttle devrine geçtiğimizde NASA bu roketleri sürekli ve sık kullanmak istiyordu. Bu sebeple katı ateşleyicileri ve ana yörünge aracı yeniden kullanılabilir olarak inşa edildi. Yeniden kullanılamayan tek kısmı arkadaki dev turuncu yakıt tankıydı. (Aşağıdaki fotoğrafta net şekilde gözüküyor.)
NASA Space Shuttle programı çerçevesinde her ne kadar sık fırlatma yapmak istese de Challenger ve Columbia gibi facialar bu programı derinden etkilemiş ve sekteye uğratmıştır. (Challenger faciası ile ilgili Aestro dergisinde yazdığım yazıyı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Sayfa 20-26.)
NASA tarafından her Space Shuttle uçuş maliyeti 450 milyon dolar olarak açıklansa da asıl maliyetin bunun iki katından fazla olduğu tahmin ediliyor.
Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) Projesi
Bir diğer NASA projesi olan SLS konusuna geldiğimizde, Space Shuttle programında kullanılan motorların tekrardan bu programda kullanılması planlanmış fakat motorların tamiri ve teknolojiye uyum maliyeti yeni motor üretiminden fazla olması sebebiyle bu görüşten vazgeçilmiştir. SLS programı için de yeniden kullanılabilir roketler kullanılması gereksizdir çünkü NASA bu görev çerçevesinde yılda sadece bir veya iki fırlatma yapmayı planlıyor.
Özetlemek gerekirse, NASA bir roket üretim şirketi değildir. Kendi roketlerini üretmek zorunda kaldığı durumlarda ise yeniden kullanılabilir roketlere ihtiyaç duymamıştır çünkü sürekli ve sık bir fırlatma programı olan bir görevi olmamıştır.